Kanbur ailesi ve Erdal abi…

10 Ağustos 2020, 09:49

875 kez okundu.

Bu şehirde değil sadece, Türkiye’de ve dünyada dondurma denilince akla MADO’nun geldiğini artık herkes kanıksadı, öğrendi. Ki bu gerçek dün da böyleydi, bugün de böyle. Kaldı ki gerçekler değişmiyor.

Geçtiğimizi hafta sonu yolumuzu güneye çevirince, babam; “Bir de MADO Çiftliğine gidelim, orayı da görmüş olursunuz!” demişti. Kılılı’da bir çiftlikleri olduğunu biliyordum ama hiç görmemiştim. Dondurmaya hayat veren, lezzet katan sanen keçilerinin burada olduğunu, yine dondurmanın olmazsa olmazı saleplerin burada yetiştirildiğini bildiğim için, babamın teklifine hayır diyemedim.

İnsanlar görmediklerine, bilmediklerine yabancıdır her daim.

Kuşkusuz MADO bir dünya markası. Dün de vardı, bugün de var, yarın da var olacaktır. Çünkü 3 nesil bu sektörün içinde. Üstelik de hizmet kalitesi, müşteri memnuniyeti, konsept zenginliği de buna eklenince, bu şehre gelen yerli yabancı turistlerin ilk uğrak yeri MADO, diğer adıyla Yaşar Pastanesi oluyordu.

Bu şehre yerli ve yabancı turist gelmesi demek, ekonominin canlanması, esnafın işlerinin artması, piyasanın hareketlenmesi, yani para demekti.

Gerek MADO EVİ, gerekse Yaşar Pastanesi bu şehrin yüzü, aynası. MADO Yönetim Kurulu Başkanı büyüğümüz Mehmet Kanbur da öyle. Babacan adammış.

Zaman zaman kahvaltıya gittiğimizde görsek de, herhangi bir halvetimiz, sohbetimiz olmamıştı Mehmet ağabeyimizle.

Ama sayın Erdal Kanbur öyle değildi. 7/24 onu görmek, konuşmak mümkün iken, MADO Çiftliğinde bize gösterdiği ilgiye teşekkür ediyorum.

Hareketli, candan bir insan Erdal abi.

Bir basın dostu olduğunu da çok duymuş, okumuştum. Muhabbet edince, daha yakından tanıyınca, bu gerçekle bir kere daha yüzleşme fırsatı buldum.

Zaten gazeteciler de en çok Erdal abi ile muhabbet ederler, karşı karşıya gelirler. Bazen sabah saatlerinde işe giderken, Yaşar Pastanesinin müdavimi olan büyüklerimi görür, onların sohbetlerine, muhabbetlerine gıpta ederdim.

Büyük olmak, marka olmak ve onu muhafaza etmek başka bir meziyetti.

MADO, ya da Yaşar Pastanesi bunu yapıyor, bunu başarıyor.

Allah yokluklarını vermesin!