banner1482

Derneklerin kuruluş amaçları vardır. Örneğin; kanarya sevenler  derneğinde kanarya sevgisi öne çıkartılır, alınır-satılır, bu işe gönül verenler bir çatı altında toplanır, güç birliği oluşturur, dayanışma sağlanır. Maddi manevi getirisi olur en azından.

Gerçi günümüzde dernek çatısı altında, amaçları dışında hizmet veren ve tabeladan öteye gitmeyen dernekler yok mu, dolu… Zaten Valilik dernek masasına bakın, sorun, neredeyse bin 100’e yakın dernek var, bunun en az 850’si cami yaptırma derneği. Onu bile istismar edenler, çıkara tahvil edenler, dini kisve altında kendine çalışanlar varken, bu ve benzeri dernekler ne kadar denetleniyor, sağlıklı yapı içindeler mi, emin değilim.

Kumar oynatan, kuruluş amacı dışında faaliyetini sürdüren derneklerin olduğunu bilmeyen yok!

*

Mesele İzmir… Güzel İzmir. Ülkemizin 3. büyük kenti. Bu ilimizde, Kahramanmaraşlıları bir araya getiren ve seneler önce kurulan, ki işin başında da aslen Kayabaşı Mahallesinden olan sevgili Murat Özbilir, nüfus cüzdanında Kahramanmaraş yazan insanları bir çatı altında toplayan, eğitim başta olmak üzere, kültürel, sosyal etkinliklerle hem şehrimizin adını duyuran, hem de insanlarımıza maddi-manevi katkıları olan İzmir Kahramanmaraş Kültür, Turizm ve Dayanışma Derneğinde başarılara imza attı.

Marifet iltifata tabi ise ki öyle, Murat Özbilir dostumuzun hakkını inkar etmek, inkarcılık olur.

*

Sonra, ‘yoruldum’ dedi, ‘buraya kadar’ dedi, biraz da başkaları hizmet etsin düşüncesinden yola çıktı, belki de üyelerden gelen istek üzerine koltuğu, dernek başkanlığını, yardımcısı, yine genç, enerjik, heyecan dolu genç Sefa Narlı’ya devretti.

Sefa Narlı da KENT KULİSİ canlı yayınında hem eski başkan Murat Özbilir’e övgüler yağdırdı, hakkını teslim etti,  yaptıklarından duyduğu gururu paylaştı, yapacaklarını anlattı. Genç, idealist, heyecan dolu yüreğe sahip sevgili Narlı, kuşkusuz hemşehrileri için bir şeyler yapmak gayretinde. Biliyoruz bunu.

Bu işler, ki günümüzde kimsenin bir sivil toplum kuruluşu çatısı altında  çalışacak, hizmet verecek zamanı yokken, bu işler gönüllülük esasına göre gider, her iki hemşehrimiz de bu minval üzere kuruluş gerekçeleriyle hizmet verirken, sevgili Murat Özbilir çıtayı yüksek tuttu, ülkemizin birçok kentinde bulunan Maraşlılar Derneklerini bir çatı, daha doğrusu ‘Federasyon’ adı altında toplamaya girişti. Hedef büyüttü.

Ve büyük ses getirdi. Neredeyse ülkenin en önemli, en hareketli sivil toplum kuruluşu haline geldi.

*

Herhalde yaklaşık 1,5 yıl önce başkanlık koltuğunu devralan sevgili Sefa Narlı, resmi olmasa da MARAŞFED’ten rahatsız oldu, resmi bir yapı olmadığını ileri sürerek, herhalde gölgede kaldığını düşündü, tuttu bir anlamda eski başkanını ifşa ve şikâyet etti kamuoyuna, tüm Maraş halkına.

Varsın olmasın sevgili Sefa Narlı. Gönüllü turizm, gönüllü tanıtım, gönüllü trafik memuru olanların resmiyeti mi var?

Ha, şayet Federasyon adı altında gayri ahlaki işler içinde ise, gayri meşru işlerle uğraşıyorsa, Maraşlılardan çok kendi çıkarına hizmet ediyorsa, federasyonu bir siyasi partinin arka bahçesi haline getirdiyse, tamam ipini çekelim, veryansın edelim, darağacında sallandıralım!

Ama hiç biriyle alakası yok!

*

İkiniz de güzel insanlarsınız. İki dostsunuz, iki hemşehrisiniz. Çözüm üretmek varken, birlik ve beraberlik mesajları vermek varken, daha güçlü bir yapı oluşturmak varken, bu ayrışma, bu kavga, bu çekişme, bu bölünme niye ve kime ne faydası olacak?

Birlikten güç doğar. Birbirinize kol kanat germek,  destek olmak, ayak bağı olmamak, kıskanmamak varken, bu ayrışmaya, bu tür kavgalara ne gerek var.

Bundan zararı sen, ben değil, Kahramanmaraş çekecek. Böyle devam ederseniz, cehennemdeki zebani fıkrasını anlatırlar, yakıştırırlar size.

Bırakın hesabı, bırakın kitabı, derdiniz Maraş olsun!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol