banner1451
banner1461

Usta kalemler, duayen yazarlar, gazeteciliği fikir işçiliği olarak tarif ederler. Gazetecinin görevidir aynı zamanda kulisleri dikkatli takip etmek, her gün ister iktidar, ister muhalefet siyasilere telefonda ya da yüz yüze görüşmek, istişareler yapmak, kimi zaman haber vermek, kimi zaman yorum yapmaktır gazetecilik.

Adı üzerinde kulis gazeteciliği. Haber yaparsın, “Kimden aldın, kimden duydun!” sorusuna muhatap olursunuz haliyle. Kulislerde yaşanan, konuşulan siyaset ile medya önünde yaşanan siyaset çok farklı. 50 yıllık meslek hayatımda, öğrendiğim tek gerçek mesleğin etik değerlerine sahip çıkmak.

Bir de, “Eğilirsen basamak,  dik durursan sığınak olursun!”

Bu kırmızı çizgilerimiz.

*

İster kabul edin, ister etmeyin, paşa keyfiniz bilir; gazetecilik ve köşe yazarlığı günümüzde cesur olmayı gerektiriyor. Aslında gazetecilik gerçekleri kamuoyuna yansıtmaktır, paylaşmaktır ki, dünyanın her yerinde, hele hele bizim şehrimizde en tehlikeli meslekler ar asında yer alır.

Kimseye yazı, yorum,  haber beğendiremezsiniz. Kendi çocuğuna, eşine gıkı çıkmayanlar, bir haberiniz, bir yorumunuz karşısında efelenir, diklenir, külhanbeyi kesilir.

İktidarın kusurlarını, yanlışlarını yazar ve yorumlarsanız hedef haline gelirsiniz. Dışlanır, kara listeye alınırsınız. Yazmazsanız, muhalefet tarafından size yakıştırılan yafta ‘yalaka’lıktır. Aynı şey muhalefet için de geçerli. Bürokrasi bundan farklı mı, tabi ki değil. Küstürdün, barışmam tekniği ve taktiği işler arkasından.

*

Gerçekler her zaman acıdır. Lakin kimsenin gerçeklerle yüzleşmek gibi bir derdi yok. lakin aklı başında, sağduyulu belediye başkanları, milletvekilleri, sivil toplum kuruluş liderleri ve bürokratik kesim, yazılanlardan, yorumlardan ders çıkartır, aldıkları mesajları insanların yaşamlını kolaylaştırmak adına devreye sokarlar ki, bizim de beklediğimiz, özlediğimiz tablo bu zaten.

Ancak aptallar da çıkar aralarında ki, onlar size kızarlar, tehditler savururlar, saldırırlar ağızlarından salyalar aka aka…

Biz bildiğimizi doğruları yazarız, alınan, gücenen çıkarsa da, gam değil. Zaten öyle kuru gürültülere, tehditlere boyun eğecek, eyvallah diyecek, boyun bükecek, tırsacak çağı da geçtik, yaşadık.

Vız gelir, tırıs giderler.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol