Ülkenin her yerinde ihalelere olur. Zaten istismar edildiğinden, ya da çıkar çevrelerinin rantlarını büyütmek amacıyla en çok değiştirilen yasa ihale yasası olmuştur. Bölüşmek, hisse kapmak ve cukkalamak üzerine kurulduğu için, ihaleye fesat karıştıranlar da çıkmıyor değil haliyle…

Benim en gıcık aldığım, üzerinde durduğum, lanetlediğim şey, adrese teslim ihaleler. İlk kez okumadık, duymadık, şahit olmadık bu alengirli işlere, alavere dalaverelere, soytarılıklara…

İhalelere katılan firmalar, markalar ya da bu işi geçim kapısı olarak görenler kıyasıya yarışırlar, kapışırlar, öyle ki, sanki bir il’de başkanlık seçimi varmış gibi, birbirlerini ezmeye, yemeye ç çalışırlar, bazen hakaretlerin bini bir para gider, bazen de büyük rakamların döndüğü fark edilince, kaş göz işaretiyle aradan çekilenler, dürüst, ahlaklı işadamı moduna girerler.

*

Uzatmak istemeden meseleye balıklama dalıyorum.

İhalelerde son dönemlerde yapılan bazı kurnazlıklar sonucunda,  firmaların nasıl para kazandığını ve bizlerin vergilerinin nerelere gittiğini görün işte.

Kurnazlık şöyle işliyor.

Kurumun ya da idarenin ihtiyacı doğrultusunda bir ihale düzenleniyor. İhaleyi düzenleyen kurum maliyeti çıkarıyor, şayet kaleme sayısı çok ise kalem kalem yaklaşık maliyetleri çıkartıyor. Firmalar da tekliflerini kalemlere göre veriyorlar. İhale, yaklaşık maliyete yakın olan, maliyetlerin aşağısında olan tenzilat oranı çok olan firmaya veriliyor.

*

Buraya kadar sorun yok!

Firmalar, ihale düzenleyen kurum ile şaibeli ilişkiler içinde ise tabi ki sorun yok da, adrese teslim ihalelere gıcık olurum en çok!

Hak eden, işi layıkı ile yapacak kimselere verilsin, amenna!

Adrese teslim ihaleler ise her zaman, her yerde var. Ne kadar çabalasan boş, alan  razı, veren razı.

Sistem bu artık.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol