Kimse tutmuyor, herkes ya karnından konuşuyor, ya midesinden, ya da dilinden. Ağzına ne gelirse. Herkes istediği yorumu yapıyor, istediği şekilde eleştiriyor, istediği gibi konuşma hakkını kendinde görüyor.

Haklılar da…

Ne demiş atalar, söz bilirsen konuş ibret alsınlar, bilmiyorsan sus da adam sansınlar.

Ulu orta konuşursan, incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler için onu bunu karşına alırsan, dostlarının sayısını azaltıp düşmanlarının sayısını çoğaltırsan, elin oğlu konuşur da konuşur.

Ne demiş atalarımız; dilim dilim, başımla giydirir kilim!

Az konuş, ama öz konuş! Ve yalan söyleme, dürüst konuş! Ve canımı ye!

*

Siyasilerin, başkanların ve basın camiasının söylediği her söz içimize siniyor mu, tabi ki hayır. Buna rağmen kimse dilini tutmuyor. Çok konuşan, boş ve lüzumsuz konuşan için ise bizde; ‘Dilin depene çekile!’ derler.

Bir nevi beddua bu.

Kimse dilini tutmayı bilmiyor, beceremiyor. Aslında becerecek de, konuşmazsa duramıyor! İlla ki bir şey söyleyecek, illa ki farkını gösterecek. Sanki konuşmazsa memleket batacak ya da kurtulacak! Tamam, herkes konuşsun. Biz konuşan Türkiye diyoruz, bunda kararlıyız. Tabi ki herkes düşüncesinde özgür, yazabilir de.

Ama yerini, zamanını, ne dediğini ve en önemlisi de haddini bileceksin. Ağzından çıkanı kulağın duyacak her şeyden önce.

Yoksa o sözcükleri yedirirler adama!

*

Siyaset ve yerel yönetim hakikaten zor iş.

Bir ilkeye, bir iddiaya, bir fikre, bir iradeye sahip olma işi siyaset ve yöneticilik. İraden yoksa, fikrin yoksa, dağarcığında insanlara sunabileceğin hazine yoksa, hiçsin, hiç! Seninki düpedüz boşa kürek sallamak!

Boş boş konuşmak kimseye, bu şehre fayda sağlamıyor.

Tekrar ediyorum, de demişti büyüklerimiz, atalarımız; “Söz bilirsen konuş ibret alsınlar, bilmiyorsan sus da adam sansınlar!”

Canım benim!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol