banner1482
Öne Çıkanlar dizi SANKO ÜNİVERSİTESİ FLAMASI ZİRVEDE K.MARAŞSPOR 0-2 MERSİN İDMAN YURDU BASKETBOLDA FİNAL MÜSABAKALARI DEVAM EDİYOR BAŞKAN AYDIN

Bu haber kez okundu.

GÖKHAN BİNİCİ YENİDEN ARAMIZDA, İŞTE YAZISI; KOLTUK SEVDASI
 Başkanı olduğu ve yazdığı dönemlerde gündem yaratan yazıları ile kamuoyunun dikkatini çeken Gökhan Binici, sağlık sorunları nedeniyle uzun süre ayrı kaldığı köşesine yeniden kavuşuyor.

Yeniden sahalara dönen Gökhan Binici’nin beklenen ve özlenen yazıları yine bu sitede yer alacak iken, bugün ‘Bismillah’ dedi ve aylar sonra ilk yazısını sizlerle paylaştı. İşte o yazı…

KOLTUK SEVDASI  

Koltuk sevdası ülkenin eğitim ve gelişmişlik ölçülerine, ekonomik düzeyine göre şekillenen bir tutkudur. Kişinin koltukta ne pahasına olursa kalma hırsıdır. Gözünü koltuk hırsı bürüyen biri için hizmetten çok yerini koruma arzusu hâkimdir.

Yerini korumak için yapmayacağı uygulama, kırmayacağı insan veya kural yoktur. Şöyle bir etrafınıza bakın, koltuk için her türlü mücadele ve çatışma göze alınmıyor mu. Demokratik kurallar, etik değerler hiçe sayılmıyor mu.

Koltuk sevdasına tutulmuş kişiler kendini normal insanlardan farklı görür, geldiği yeri bile unutur. Ne zaman ayna ile karşı karşıya gelse ben ne güçlü bir insanım diye düşünür.

Kendinin etten ve kemikten bir insan olduğunu unutur. Bir gün bu koltuktan ineceğini düşünmek bile istemez. Dostlarını bile görmez düşmanlarını bilmez.

Çünkü o artık büyük insan olmuştur. Kendince geleceğe yön verecek bir liderdir artık. Kendi gözünde.

O diğerlerinden farklıdır. Çünkü o emirler verir. Onun danışmanları, kadroları vardır. İstediğine verir istemediğine vermez bu kadroları... Kendilerine itaat eden faydalanır bu kadrolardan... Yetenek, başarı ve dürüstlük aranmaz.

Bir emir verdiğinde istediğini yaptırma gücüne erişmiştir. Artık o ne düşünse ve söylese yanlış bile olsa doğrudur. Kimin haddine kişi kayırmadığını yolsuzluk yapmadığını belirtmek dediklerinin yanlış olduğunu söylemek. Hele bir de kendisine yalaka bir takım kurmuşsa… 

Koltuğun sihirli örtüsü ile gerçekler, dostlar ve düşmanlar göze farklı görünür. Koltuğu kaybetme korkusu sarar bedenleri. Dostlara vefa bir tarafa, artık doğru sözler tehdit olarak algılanır. Bir zamanlar savunulan değerler, şikâyet edilen haksızlıklar bile unutulur. Artık şimdiki zaman ve gelecek ikbali düşünülür.

Tek hedef koltuğun ve gücün bir dönem daha korunmasıdır. Geçmiş ve geleceğin muhasebesi önemli değildir. Ne de olsa ona göre toplum bu gerçekleri görmemekte ve anlamamaktadır. Tek doğru kendinin söyledikleri ve yaptıklarıdır.

Bu kişiler bulundukları makamda ömür boyu kalmak isterler. Kendilerine göre nedenleri de hazırdır: “biraz daha hizmet yapayım”. Bu husustaki hırs, kibir, ego gözlerine bürünmüştür.

Makamlar, mevkiler, zenginlikler Allah’ın çeşitli sebeplerle insanlara nasip ettiği dünyalık ve çok ağır imtihanlardır. Yüce Allah bu makamları, insanlara mükâfat olarak mı, azap olarak mı nasip etmiştir bilemeyiz. İnsanlar bu nasiple haksızlığa, hak gaspına sebep olmaz ve hayırlara vesile olabiliyorsa bu lütuftur. Ancak birilerinin hakkını yiyerek, zulmederek, kendilerine ve çevrelerine çıkar sağlamaya çalışıyorlar veya buna sebep oluyorlarsa, bu onlar için azap sebebidir.                                                

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol