banner1482

Geldi gidiyor derken, 2021 yılını da geride bıraktık. Zaman su gibi akıyor, göz açıp kapayıncaya kadar 2022 de geçecek. Kar, kış, yağmur ve soğuklar derken, bir de bakmışın bahar gelmiş memleketimin dağlarına.

Düşünüyorum, önümüzde geçirebilmeyi arzu ettiğimiz bir yıllık bembeyaz bir sayfa var ama üzerine ne yazılırsa kirlenmez acaba?

'Umut'tan başka. Hani şu, fakirin ekmeği dediğimiz umut…

*

Hayat bir virüstür tutturmuş gidiyor, en acısı da insanlığı unutturmuş gidiyor. Birdi iki oldu, iki idi üç oldu, şimdi dördüncüsünden dem vuruluyor. Vurulsak mı, vurulmasak mı, vurulmasak Azrail Hazretleri bize vurur mu, o da ilahi cevabı gerektirir ki, Allah’ın işine karışmak istemem.

Peki, aşıyla bu virüsü ortadan kaldırmak mümkün mü?

Hayata "kesin dönüş" yaptık ya şimdi aşılardan aşı beğeniyoruz!

Yeni yılda en zorunlu açılımlardan biri olması dileğimizdir.

"Kadınların katledilmesinin önüne geçmek!" Peki, bu nasıl olacak? Cehaletin ve erkeklere tanınan ayrıcalığın önünü kesmekle!

Ötesi? Ötesi yok bunun!

*

Dürüstlüğü sel aldı, ihanet baki kaldı. Şimdi ihanetler rağbet görüyor. Dürüstlüğün para etmediği dünyada, cüzdanlar bomboş! Dürüst adama ekmek yok, aş-iş yok, kız yok, yaşam yok.

Şerefsizliğe "kur yapanların" hayatlarının bu yıl da kıyak geçme ihtimali çok yüksek.

Garibanlarda yine takla vaziyetleri. Artık düz takla mı olur, ters mi, onu da atana sormak gerekiyor.

Şu sıralar falcılar ve astrologlar çok moda. Gazeteler bile neredeyse tam sayfa ayırıyor okurlarına. Fala inanma, falsız kalma diyoruz ya, herkes istediğini duymak istiyor ama gerçekler kapıda.

Kahve içiyorsun, “Ölümü gör, bir falıma bak, bakalım ne çıkacak! Neyse falim, o çıksın halim!”

Tuzak ve kurak bir tehlikenin en derin yerindeyiz. Ufuktaki kuyulardan bile sadece çıkrık sesleri geliyor.

Ve de yağmur yoksa sular musluktan akmayı bile unutur.

*

Magazin aleminde Leyla seferleri erken başladı ama ortada Mecnun yok. Artık romanları da para etmiyor, sanki okuyan nesil yetiştirdik de… Tik tok varken Mecnun’u, Leyla’yı kim ne yapsın!

Ortada haram parayı ergen kızlara dağıtmak isteyen zengin çok.

İlişkilerde hesaplar "bir gecelik" kesiliyorsa, bu demektir ki ne ektiysen onu biçtin.

Eskiden efkâr dağıtırdı şarkılar; şimdi parsayı topluyor.

Bizler de aradıklarımızı ‘yaşlı şarkılarda’ buluyoruz; "Gönül penceresinden ansızın bakıp geçtin."

*

Kötü zenginliğin elindeki paralar, onurlu yoksulları yaralar. Ama insanlık sonsuzdur.

Parasından başka hiçbir şeyi olmayanlar bunu anlamaz. Onlar, paranın her kapıyı açabileceği düşüncesi ile dolaştılar alemde.

Yeni yıla girdik giriyoruz. Sabredin, bir ay kaldı şunun şurasında. Yine kapandı bildiğimiz, dediğimiz kapılar umutlara açılacak diye bekleyeceğiz. Fakirin ekmeği ya, bakalım yemek kime nasip olacak?

*

Şu lanet olası korona… Hayatımızı, işimizi, aşklarımızı, yarınlarımızı alt üst eden illet, bela… Maskelere alıştık, onlar da bize. Siyasiler taksın diyoruz ya, onlar zaten korona peydah olmadan önce de maske takıyorlardı.

Yeni yılda virüsün de, kötülüğün de ve de en önemlisi, siyasilerin de maskeleri düşer mi acaba?

Merak ettiğim kadar, umut etmek istiyorum!

Sevgililer Gününüz kutlu olsun!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol