banner1451
banner1461
  

Ben parmağımla gökyüzünü işaret ediyor, dikkat çekmek istiyorum. Fakat bazıları gökyüzüne değil parmağıma bakmayı tercih ediyorlar. "Tırnağın uzamış, parmağın niye ince" gibi amacımdan, eylemimden uzak sorular yöneltebiliyorlar.

Doğruları, gerçekleri saptırmak moda olmuş günümüzde. Siz artı diyorsunuz, öteki işine gelmediğinden eksi’ye geçiveriyor senden habersiz, izinsiz. Oysa doğru tek diyorsun, birileri ‘hayır!’ diyerek tepki gösteriyor, neredeyse seni haksız çıkartacak.

İşaret ettiğin yerde doğrular, gerçekler varken, günümüzde insanların, özellikle sosyal medya tiryakisi olan gençlerin anlama ve algılama yöntemleri de değişik.

Herkes bir havalarda…

*

Teknoloji dünyasında, sosyal medyanın yazılı basının önüne geçtiği günümüzde ne kural tanıyor insanlar, ne yol, ne yordam! Ne geleneksel ve toplumsal değerler, ne insani ve ahlaki değerler… Yerlerde sürünüyor!..

Büyükşehir olduk, kimsenin haberi yok. Büyükşehir olmanın bedeli var diyorsun, ‘Allah Allah, hiç haberim yok, vay canına!’ diyerek bir de dalga geçiyor seninle. Bedel deyince, aklına herhalde bedelli askerlik geliyor olmalı ki, gözlerine çektiği perde ile ne bardağın dolu tarafını görebiliyor, ne de engin denizlerde kulaç atan gerçekleri görebiliyor.

Tamam, teknoloji çağındayız.  Dünya avucumuzun içinde. Amenna!!

Oysa ki, yollar, araçlar, yöntem ve metotlar çeşitlilik gösterebilir. Bu durumda tercihler ve bakış açısı, bilinç öngörüsü devreye girer.

Tercih ve yöntemlere takılmadan, sonuca odaklanmak gerekirdi. Önemli olan: doğru, güzel, hakikat, gerçek, sağduyulu eylemler dizisidir.

*

Toplum bir yerlere gidiyor. İnsanların hedefi yok, amacı yok, güzergahını bilmiyor. Denize salmış kendini, dalgalara bırakmış geleceğini, yüzme de bilmiyor, çırpındıkça çırpınıyor. Bir gün batacağını hesap edemeden, düşünemeden. 

Böyle düşünülmediği için değil midir bu boş amaçlı bakışlar, kör döğüşü ve tedirgin yaşam.

Kimin neyle ulaştığı, gösterdiği, sunduğu çok önemli mi?

Böylesi durumlar bütünlüğü dağıtır, araya mesafe koyar. İnsanlığın ortak değerleri, hayal mahsülleri müzesine devir edilir ve "kovaladıkça kaçan, ateş böceği" gibi mitolojik kahraman durumuna düşerler.

*

Yukarıda da söyledik, yazdık işte; doğru tek. Kur’an’ın izinden, Peygamberin sözünden, Allah’ın emrinden çıkıldığında, ne yol kalıyor geride, ne güzergâh, ne hedef, ne istikamet…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol