Hem insani, hem toplumsal sorumluluk hem de vicdani açıdan bakarsanız, gerek de yok. Ama gazeteci işinin gereği neyse, onu yapar. Yapmalı da…

Tabi ki gazetecilerin de fikirleri olacak. Tabi ki onlar kamuoyu adına ve sosyal sorumlulukları adına görevlerini ifa ediyorlar. Tabi ki eleştirecekler. Tabi ki kuşkulu olacaklar. Her habere, her yoruma ‘tamam, pekiyi, peh harika olmuş, mükemmel’ deniliyorsa, orada bir sıkıntı var demektir ki, gazeteci eleştirdiğinde, muhatapları da şapkayı önlerine koyup bir düşünmelidirler.

Yani eleştiriye açık olup, kendini de eleştirmeyi erdem sayacak. Özeleştiri dediğimiz şey yani.

“Ben ne dediysem doğrudur!” mantığı yok artık, geride kaldı bunlar. Şayet yalan demeyeyim de, gerçeği saptırıyorsan, bizimle oyun oynuyorsan, aklımızla dalga geçiyorsan, bizi salak yerine koyuyorsan, makamın, mevkiin ve etiketin ne olursa olsun, eleştiriden nasibini alacaksın!

*

Gazeteci kin tutmaz, tutmamalı…

Gazeteci taraf tutmaz, tutmamalı…

Gazeteci kin ve nefret tohumu ekmez, ekmemeli…

Gazeteci kimsenin arka bahçesi olmaz, olmamalı…

Gazeteci kendini beğendirmek için yazı yazmaz, yazmamalı…

Gazeteci en az siyasetçi kadar, belediye başkanı kadar bu şehrini sever, sevmemezlik yapmamalı…

Gazetecinin partisi olmaz, olmamalı…

*

Tamam, tabi ki nefret, kin iyi bir şey değil. Hem kişiye, hem muhatabına zarar vereceği için, tasvip etmiyoruz. Kimseye nefret etme hakkını (memleket adına başarıya, hizmete, yatırıma katkısı ve emeği yoksa o başka) görmem kendimde.

O siyasetçi, o başkan da kendine çeki düzen verecek!

Bize ayar vermeye kalkışmayacak!

Bizi dizayn etmeye yeltenmeyecek!

Bize gazetecilik dersi vermeyecek!

Ha, mesleğin etik kuralları dışına çıkan olursa, habercilik ve yorumculuk dışında, tetikçiliğe soyundu ise, soyunmaya devam ediyorsa, ona karşı tavır alırsa, bu onun kendi sorunu.

Bizi bağlamaz!

Yanlış yapana, hizmet etmeyene, bize ayar vermeye çalışana, ekmeğimi elimden almaya yeltenenlere de acımak gibi bir his duyacağımı söyleyemem!

Herkes ne ekerse, onu biçer!

*

Bizim rüzgâra karşı bilmem ne yapmak gibi hevesimiz, niyetimiz yok! Olanlar da safımızda yer alamazlar zaten.

Dedim ya, netice itibariyle siyasetçi de bizim insanımız, gerçeğimiz. Bize düşen şayet memleket adına bir çivi çakılma niyetleri varsa, yardımcı olmak, yanlarında durmak ve destek olmak!

Değillerse, neden acıyayım ki, neden merhamet edeyim ki?

Buna Büyükşehir Belediyesi de dahil.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol