banner1482

Bugün İzmir’de ve 88. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda üçüncü günüm. Kısmet olursa bugün rotayı değiştirip, başka adreslere yelken açıyorum. Kısmette nere varsa artık. Ama fuar ve İzmir ile son notlarımı paylaşmadan da ayrılmak istemiyorum.

Uzun zamandır görüşemediğim değerli dostum, gönül adamı Ali Cemal Özdemir ile fuar açılış saatine kadar beraberdik. Sağ olsun, zaman ayırdı, yüreğini açtı ve uzun bir süre zamanını bize ayırdı. Minnettarım.

Dün itibariyle Fuarda bize ayrılan alanda, bürokrat, siyasetçi ve yerel yönetim anlamında fakirlik vardı. Temsil noktasında yani. Bir kere, dün yazımda belirttiğim, ‘İzmir Fuarı ve hani memleket işi gönül işi idi’ eleştirel köşe yazıma çok olumlu tepkiler aldım. Okuyan herkes hak verdi. Siyasilerin, bürokratların ve belediye başkanlarının katılmaması tepkilere neden olurken, şu üç günlük süre zarfında en büyük notu İzmir Dernek Başkanımız sevgili Murat Özbilir’e verdi herkes.

*

Çünkü…

İlk günü zaten açılışa gelen siyasetçi, bürokrat ve sivil toplum kuruluş temsilcilerinin azlığı, neredeyse yok hükmünde mütalaa edilişi, daha ilk saatlerde tepkilere neden olurken, bizi temsil ettiğini söyleyen etkili ve yetkili bazı kimselerin ateş almaya gelmişler gibi, ‘geçiyordum uğradım’ der gibi birkaç saatlik görüntü vermesi ardından, ikinci günde kimse yoktu bize ayrılan alanda.

Yani içinde altının bulunmadığı ‘altın şehir Kahramanmaraş’ bölümünde.

Yalnız hakkını teslim etmem gerekiyor, fuarın en gözde ismi alpedo, yani kervan pastaneleri. Yönetim Kurulu Başkanı, enerjisi ile herkesi-izleyenleri kendine hayran bırakan Sami Kervancıoğlu bir günde kaç kez dondurma şov yaptı misafirlere, ulusal televizyon kanallarına sayısını unuttum.

Mesut Balkaya... Kervan@bistro'nun acar elamanı. Maşallah arı gibiydi. Yabancı dili sayesinde de gelen  turistler ve kurumu arasında diyalog sağladı. Yorulmak nedir bilmedi. Fuar saat 16'de açılıyordu ama o erken saatlerde gelip, ön hazırlıkları yapıyor, ta ki fuar kapanana kadar sürekli ayakta, sürekli müşteri ve hizmet kalitesi için çırpındı durdu. Patronları Sami Kervancıoğlu'nun sağ koluydu adeta. Sami beye de söyledim, "Bak görüyor musun, aslan gibi çocuk, yorulma nedir bilmedi, seni mahcup etmedi" dedim. O da hak vermişti benim bu olumlu yaklaşımıma. "Öyledir Mesut" demişti.

Bu zamanda böyle elaman, helala olsun diyorum Mesut Balkaya'ya...

*

Bırakın tanıtımı, alış-verişten başka bir şey düşünmeyen yöresel ürün standları dışında, varlığını hissettiren ve kabul-karşılama noktasında ortaya çıkan Ticaret Borsası standı (Başkan Yardımcısı sayın Ökkeş Karayağlı ve Müdürümüz sayın Ahmet Balbaba, her saat, her dakika varlıklarını, sıcaklıklarını hissettirdiler, ikramlarıyla-nezaketleriyle hemşehrilerinden tam puan aldılar) ile ikinci günde dahi alandan ayrılmayan, güler yüzünü kimseden esirgemediği gibi, sevecen ve babacan tavrı ile gönüllere taht kuran KSÜ Rektörü sayın Niyazi Can bir numara idi.

Yine hakkını verelim, yerel yönetimler konusunda bizleri, Kahramanmaraşlıları alanda yalnız bırakmayan, geç saatlere, yani kapanışa kadar alanda hazır kıta bekleyen Türkoğlu Belediye Başkanı Osman Okumuş’a tam puan vermem gerekiyor. Sürekli pozitif enerji veriyor, insanlara moral ve güç depoluyordu. Bu kadar enerjiyi nerede buluyorsa maşallah!

Dernek Başkanı Murat Özbilir’e zaten laf yok. En çok yorulan, koşturan, didinen, bir şeyin eksik olmaması, Fuarın anlamına yakışır geçmesi için  çırpınan isimlerin başında geliyordu zaten.

*

Dün de söyledim ki AKSU Televizyonu’na canlı bağlandığımda da ifade ettim. Kuşkusuz her doğum sancılı olur. Eksikliklere yok muydu, vardı. Bir kere yöresel ürünler alanda müşteri beklerken, alanda görev yapanların ve misafirlerin en büyük sorunu yemek, yani karın doyurma meselesiydi. Bu bakımdan, Maraş yöresel yemeklerinin de (kelle paça şart) içinde bulunduğu bir fuar, bize göre eksikliğin en önemli etkenlerinden biriydi.

Madem altın şehir koyduk adını, Kahramanmaraş’ın altın sektöründeki gücünü, zenginliğini ortaya koyacak bir kuyumcu standı açılmalıydı.

Fuar içinde Hindistan ve Çin de misafirdi. En çok da Çin’liler bizim alana kaydılar, bol-bol dondurma yediler, şovları hayranlıkla izlediler.

*

Her ne kadar ilk günü akşamı çekip gitse de, Ticaret ve Sanayi Odası 2. Başkanı  sayın Şahin Balcıoğlu, tüm içtenliği, samimiyeti ve güler yüzlülüğü ile her zamanki nezaketi ile en gözde

Bir başka eksik kaldığını düşündüğüm şey, madem tarım ve sanayi kentiyiz, o vakit tarım ürünlerinden ve tekstil sektöründen ürünleri içinde barındıran bir standın varlığı, alana ve fuarın anlamına anlam katacaktı.

Özetle, sevabıyla, eksiklikleriyle, hatıraları ve güzellikleriyle Altın şehir Kahramanmaraş’ fuar alanı yine de şehrin ve değerlerinin tanıtımı noktasında başarılı oldu.

Dileriz gelecek sene ve takip eden yıllarda, daha zenginleşir, daha çok katılım ile senelerdir ihmal ettiğimiz, bir türlü başaramadığımız güçlü lobi destekleriyle tanıtımımız daha da artar.

Dedim ya, her doğum sancılı olsa, geçse de her başlangıç güzeldir.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol