banner1451
banner1461

Hızla yayılan, insan sağlığını tehdit eden Koronavirüsü için herkes bir şeyler yazdı, herkes düşüncesini sosyal medyada paylaştı, Allah yalanı sevmez, tehlikenin önüne geçmek, ölüm ve vaka sayısını azaltmak adına hükümetimiz de gerekli tedbirleri aldı zamanında.

Kurumlar, siyasiler, bürokratlar uyarı görevlerini yerine getirdiler. Dün itibariyle bu illetten hayatını kaybedenlerin sayısı 30 idi. Şu sıralar kaç bilemiyorum. İnşallah sayı artmaz, öyle kalır.

Uyarılar sebebiyle dün pazarı evde geçirdik. Eve mahkûm olduk açıkçası. Eve kapanan birisi olmayı hiç istemedim, sevmedim ama tedbir tedbirdir diyerek uyarılara boynumuzun kıldan ince olduğunu gösterdik, evden dışarı çıkmadık.

Dedim ya, özellikle benim gibi yaşı 65’i geçmiş insanların kendine dikkat etmesi gerekiyordu. Sadece ileri yaşı olanlar değil, herkes… Duyarlı ve tedbirli olmak lazımdı. Erken uyandık, erken tedbirlerimizi aldık, uyarılara uyduk.

Bereket versin İtalya gibi olmadık! Emeği geçenlere teşekkür!

*

Evde iken Onikişubat Belediye Başkan Yardımcısı sevgili Fatih Yoğurt’un ölüm haberi düştü sosyal medyaya. Daha 54 yaşındaydı ve bir süredir de hastanede tedavi görüyordu.

Başta Onikişubat Belediye Başkanı sayın Hanefi Mahçiçek olmak üzere, belediye çalışanlarına, ailesine sabır ve metanet diliyorum.

Mekânı cennet olsun!

*

Yine Pazar günü… Yani dün, telefondan arayan çok değerli bir dostum, bu şehir için duyarlı ve hassasiyetleri olan arkadaşım, Büyükşehir Belediyesinin caddeleri dezenfekte etmediğini, ne yapmaya çalıştığını, neden gazetecilik ve eleştiri görevimizi yerine getirmediğimizi sorguladı.

Bir de fırça kaydı bize.

Biz de duyarlılık karşısında ne yazabiliriz, ne yapabiliriz diye düşünür, bilgisayar karşısına geçmişken bir eleştiri yazısı yazalım diye düşünürken, baktık, Büyükşehir Belediyesi sanki o telefondaki uyarıyı duymuş gibi, ki duymasına da gerek yoktu, Büyükşehir Belediyesi olması ve yapması gerekeni yaptı, caddeleri dezenfekte edildiğine dair haberleri düştü.

Şehirdeki tüm caddeler ilaçlanmış, dezenfekte edilmişti. Bu meselede Büyükşehir üzerine düşeni yapmıştı. Aferin!

Bu işin şakası yoktu. Hafife alınmamalıydı. Bu konuda herkes duyarlı olmak zorundaydı. Aksi halde felaket kapımızı çalacaktı ki, Allah muhafaza, genç yaşlı demeyen bu illet fren tutamayacaktı. O bakımdan uyarılara uyduk, dünü evde geçirdik. Yani ‘evde kal Türkiye’ sloganı bizim için de geçerliydi.

*

Eve mahkûm olduk ya, evimizin, çocuklarımızın, torunlarımızın farkındaydık ya, dün öğleden sonra çalan ev telefonundaki ses yabancı değildi.

Arayan Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan idi.

Merhaba diyordu munis sesiyle. ‘Sevgili vatandaşlarım…’ diye devam eden konuşmasında, koronavirüsü tehlikesi hakkında uyarıda bulunuyor, sokağa çıkma yasağına uymamızı salık veriyordu. Durumun vahametini ve ciddiyetini de belirterek.

Hem şaşırmış, hem sevinmiştim. Tabi ki uyarılarına harfiyen uymuştuk. Sokağa çıkma yasağı nereye ve ne zamana kadardı, şimdi bu mesele muallak. Temennimiz odur ki, bu bela, bu musibet tez zamanda atlatılır.

Halkımıza geçmiş olsun!

Olsun da, eve kapanmak ne zormuş!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol