103 mü, 104 mü her neyse, emekli amiraller bildiri yayınlayınca kızılca kıyamete koptu, millet deprem oldu zannetti, siyasetçiler başta olmak üzere, tüm Türkiye ayağa kalktı. Tabi gazeteciler, televizyoncular boş ve rahat durmadı, meseleye alakalı veya alakasız ne kadar prof, doç. öğretim üyesi veya gazeteci varsa ekranlarda boy gösterip, kimisi eleştirdi, kimisi yerden yere vurdu, kimisi de ‘ne darbesi yahu, adamların yolda yürüyecek hali yok, çoğu bastonlu geziyor’ derken, darbe çağrışımları yarattığı gerekçesiyle adamların darağacına çekilmediği kaldı.

*

Hepsinin de yaşı 65’in üzerinde iken, ekmeğini bile yemeye takati olmayan adamlar nasıl darbe yapacak, benim aklım almadı.

Ha, gece yarısı bildiri mi olur, çok saçma geldi. Gündüz gözüyle olsaydı, hadi neyse derdim de, birader o saate kadar nasıl ayakta durdunuz, nasıl uykunuz gelmedi de, kim aklınızı çeldiyse, kim kanınıza girdiyse, kimin gazına geldiyseniz gece yarısı bildiri yazıverdiniz.

Benim yaşım da 70’i geçti, ben de emekliyim ama daha aklımı peynir ekmekle yemedim, alzaymıra da yakalanamadım, bunamadım da, değil 103, 1003 kişi olsanız yine de sizinle aynı sofraya oturmaz, aynı bildiriye imza atmam, atmazdım.

Aklıma mukayyet olurum ben!

*

Yaşı 50’nin üzerinde olanlar hatırlara belki, bir zamanlar meşhur bir roch gurubu vardı. Onun solisti olan Nejat Yavaşoğulları ekibi ile bir gün yurt d ışında konser verirken, salondaki izleyenler soliste bağırırlar, ‘Atla, atla, atla!’

Sanki takla atacak.

O tezahürat, o coşku karşısında kendinden geçen şarkıcı da sahneden uçarak seyirci kalabalığının üzerine doğru atlamış.

Atlamış ama izleyenler yere düşürmeden, elleri üzerinde rockçuyu, yere düşürmeden yakalamışlar havada.

Sonra salondakilere şunu demiş; “Sakın bunu Türkiye’de denemeyin, aniden çekilirler, betona çakılır, tahtalıköyü boylarsınız!”

*

Be kardeşim aklınızı peynir ekmekle mi yediniz. Artık bu ülkede darbe marbe olmaz. Sanayide darbeli matkap olur, ama darbe olmaz!

Olmaza diyorsam olmaz, bizimde bir bildiğimiz var, biraz büyük sözü dinleyin yahu!

Sonra, çoğunuz Balyoz’dan yattınız. Hepinizin Atatürkç’çü kimliğinden kuşkumuz yok!

Yardım almadan yolda yürüyemiyorsunuz,

Tepki mi koyacaksınız, tamam koyun da, gece yarısı yapmayın bunu.  Tam sizin uyku vaktiniz! Gündüzler çuvala mı girdi be amcalarım, emmilerim, dayılarım. Yapamayın yahu, bakın ben de yaşlıyım, yolda yürürken vatandaşlar ters ters, kötü kötü bana bakıyorlar, ben de kendimden  şüpheleniyorum, ‘yoksa bende mi darbeciyim’ diye…

Yok canım, daha neler diyorum sonra. Ben gazeteciyim, ülkemi seviyorum, ezanımı, bayrağımı memleketimi seviyorum, ne darbeden anlarım, ne darbeli matkaptan.

Torun torba sevmek varken hele hele…

*

Neyinize gerek cart diye bildiriye imza atmak. Buyur buradan ayak cinsinden bildirinizi okuyanlar, duyanlar heheylendiler, ‘ne oluyor lan!’ demeye başladılar, ekranlara saldırdılar, ne kadar eskici yorumcu varsa dolup taştılar ekranda.

Gidin işinize be kardeşim, oturun oturduğunuz yerde, torun torba sevin.

Bu saatten sonra Türkiye’de darbe marbe olmaz, kimse de cesaret edemez!

Kimsenin de ülkenin huzurunu bozmaya hakkı yok!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol