banner1482
Öne Çıkanlar PAZAR GÜNÜ DANANIN KUYRUĞU KOPUYOR PAZARCIK MESLEK YÜKSEKOKULU MEZUNİYET TÖRENİ TÜRK ÇİFTÇİSİNE HİZMETTE ASIRLIK MARKA TÜRKÜLERLE YOLDAŞIZ OZANLARLA GARDAŞIZ TÜNELLER YOĞUN BAKIMA ALINDI

Bu haber kez okundu.

İki isim Maraş’la barışık değildi
 KSÜ Avşar Kampusünde basın camiası ile bir sohbet toplantısında gazetecilerin sorularını cevaplandıran KSÜ Rektörü Prof.Dr.Fatih Karaaslan, KSÜ’deki eski rektörlerden Osman Tekinel  ve Nafi Baytorun isimlerinin konferans salonlarından isimlerinin silinmesi karşısındaki bir soruya; “Aslında bu isimi değişiklikleri 4-5 aydır gündemdeydi. Rektörlüğümüze gelen tepkiler üzerine senato bu kararı aldı. Başlangıçta böyle bir değişikliğe sıcak bakmadım, çünkü gelecek tepkileri biliyordum ve gündeme getirmekten kaçındım. Lakin beklentiler ve taleplere karşısında daha fazla direnemedim. İstedik ki Kahramanmaraş’a mal olmuş isimler konulsun. Nitekim arkadaşlarımız Senem Ayşe ve Sezai Karakoç ismini önerdiler, biz de senatoya getirdik. Bu iki isim senatoda kabul gördü. Gördü ama buna karşı çıkan arkadaşımız Orhan Erdaş tepki gösterdi. Tepkisinin yersiz olduğunu söyledim, ama dinletemedim. Orhan Erdaş hocamız da istifa etmek istediğini ve kararının kesin olduğunu söyledi. Bunu yaparken arkadaşlarımızla çok konuştuk, çok tartıştık. Aslında kimsenin incinmesini, kırılmasını istemiyordum, çok uğraştım, dikkatli ve hassas davrandım, ama senatoda çıkan kararı da uygulamak zorundaydım” dedi.

BAYTORUN; SİZDEN BEKLEMEZDİM!

KİMLİK GAZETESİ sahibi Mehmet Fiskeci’nin, “Peki bugün Adana’da görev yapan eski rektör Nafi Baytorun sizi aradı mı, düşüncesini söyledi mi?” şeklindeki sorusu üzerine de; “Evet, Nafi hocam aradı, bana sitem etti, ‘Bunu senden beklemezdim’ dedi ve üzüldüğünü söyledi. Ha, söylediniz işte,  bu isimlerin değişmeyi üniversiteye bir artı getirir mi derseniz, tabi ki h ayır. Lakin şunu söylemek isterim, bu iki isim Kahramanmaraş’la barışık isimler değildi. Bu arkadaşlarımız döneminde üniversite ile Kahramanmaraş arasında buzdan duvar örülmüştü, vardı yani. Nafi Baytorun hocamı bir tarafa ayırıyorum da, Osman Tekinel kesinlikle şehirle, insanlarla, bu kentin değerleri ile barışık biri değildi” diye konuştu.

GÖZLERİ DOLDU, DUYGUSALLAŞTI

Fiskeci dahil, diğer basın mensuplarının özellikle isim değişikliğine ilişkin soruları karşısında adeta bunalan Rektör Karaaslan konuşurken kelimeler boğazında düğümlendi, gözleri doldu, neredeyse ağlayacak hale geldi. Duygusallaşmıştı, ki bunu kendisi de itiraf etti zaten. “Bakın burada yaptıklarımız ve yapacaklarımız duruyor,  ama biz isim değişikliğine takılı kaldık. Yapılacak olan işlerimizi sıraya koymak bile neredeyse bir senemizi aldı” derken, isim değişikliği konusunda kendisini yönlendiren bir gurup arkadaşının olduğunu da itiraf etmekten geri durmadı.


İSİMLERE TAKILDIĞIMIZ YOK!

İsim değiştirme meselesi uzayınca, araya giren DHA muhabiri Lütfi Yıkan’ın, “Sayın hocam, yoksa isim değiştirmemizi bazı guruplar, istedi derken, cemaati, Fethullah hocayı mı kast ettiniz. Talep Fethullah Gülen cemaatinden mi geldi?” sorusuna herkes gülerken, Karaasalan’ın bu soruya temkinli yaklaştığı gözlemlendi, “Hayır alakası yok, arkadaşlarımızın önerisi, kamuoyunun beklentisiydi bizi bu yola iten, neticede senato da kabul etti, birinin adı Senem Ayşe, diğerinin adı da Sezai Karakoç olarak değiştirildi” dedi.

Ancak bu cevap bile gazetecileri tatmin etmemiş olacak ki, sorular peş-peşe geldi, Karaaslan da sorular karşısında iyice bunaldı ve konuyu değiştirmeye çalıştı.

KONU DEĞİŞTİ, TIP FAKÜLTESİ ARAYA GİRDİ

 

İnşaatına seneler önce başlanmasına rağmen bir türlü bitirilemeyen ve hizmete giremeyen 400 yataklı Tıp Fakültesi için de sorular geldiğinde, “Levhasını gördünüz mü bilmiyorum, inşaatın bitiş tarihi 31.12.2014. Hastanenin ikmal ihaleleri tamamlandı, ödenekte de bir probleme yok,  ancak beklediğimiz ve istediğimiz ödenek erken gelirse, hizmete giriş tarihini erkene alabiliriz. Yoksa, 2015 baharında hizmete açmayı düşünüyoruz. Düşünüyoruz çünkü hemşehrilerimizin de bu hastaneyi dört gözle beklediklerini biliyoruz” diye konuştu, yoğun bakım üniteleri ile bu sayının 600’e çıkacağını, üzerine çıkacak kata sayısı ile yatak sayısının da bin’e çıkma ihtimalinin güçlü olduğunu kaydetti.

 

PEKİ KADRO MESELESİ?

 

Konunun değişmesiyle rahatlayan Rektör Karaaslan, 400 yataklı tıp fakültesine alınacak tıbbı cihaz ödeneği için de taleplerini ilettiklerine vurgu yaparak, bu mesele için Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile de görüştüğünün altını çizdi, “Şanslıyız ki, işler yolunda gidiyor. Önceki yaşananları bir tarafa bırakırsam, üniversitemizin sorunlarını paylaştığım kimseler, ki bunların arasında siyasetçiler de var, bize destek oluyorlar. Biz üniversiteyi teslim aldığımızda300 öğretim üyesi ve 180 personel kadrosu aldık. Ancak yeni biri kadro talebimiz olmadı, ancak tıp fakültemiz tamamlandığında,  hizmete giriş tarihinden önce tabi ki kadro talebimizi yineleyeceğiz” diye konuştu.

 

Rektör Karaaslan’ın basın ile sohbet toplantısına ayrıca yardımcılarından Profl.Dr.Sinan Baş, Prof.Dr. Uğur Yıldırım ve  Prof.Dr.Cemal Tuncer de iştirak ettiler.

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol