Siyasetin en çok kahrını çeken, yükünü omuzlayan, sefasından çok cefasını çilesi kabul eden, bu uğurda maddi manevi ne varsa üzerine düşen memleketi için, ülkesi için çırpınan bir kardeşimiz Mehmet Sabancı.

Anavatan Partisi döneminden beri, dönemin Bakanı Hartlap’ın yiğit adamı Ali Doğan ile siyaset yapmış, siyasetin zirvesine değilse de, eteklerinde kendisine, partisine, şehrine ve karakterine laf getirmeden siyaseten bu şehre hizmet etmiş bir kardeşimiz Mehmet Sabancı.

Bakıyorum, baktım da, daha siyasetin ucundan yeni tutmuş kimseler, partisinin bile yolunu doğru düzgün bilinmezken, gözünü ya il başkanlığına, ya meclis üyeliğine, ya milletvekilliğine ya da belediye başkanlığına dikmiş iken, o kadar çırpınmasına, zaman, emek vermesine rağmen milletvekili olamamış, ancak bu ünvanı ziyadesiyle hak etmiş bir memleket sever, gönül adamıdır Mehmet Sabancı

Gönüllere girmeyi, insanlara dokunmayı biliyor.

*

Meseleye şunun için girdim. Sevgili Ali Keklik çok güzel yazılar yazıyor. Olacak o kadar. Bizden sonraki nesil bu mesleği sürdürecek. Keklik’te bir cevher var, bunu yerinde, zamanında ve olumlu işlerse, kullanırsa ileride mükemmel bir yazar olacaktır. Ona inanıyorum, kefilim…

Dedikten sonra geldik asıl meseleye…

Keklik ne diyordu; “Yatıyoruz kalkıyoruz siyaset! Yemek yerken siyaset, maç izlerken siyaset, sporda siyaset, müzikte siyaset, koşarken, uçarken, kaçarken, yürürken siyaset! Siyaset hayatımızın her alanında, onsuz bir şey yapamıyoruz. Durum böyleyken şehrimizde siyasetten anlamayan bürokratların siyaset yapmaya çalışmaları ise alışmadık yerde don durmadığı gibi bizlere tuhaf geliyor. Alışırız alışmasına ama inşallah iş işten geçmez!

Siyaset nikotin gibi bağımlılık yapar. Siyasetçinin ise kürsüsüz ve mikrofonsuz hayatını sürdürmesi olanaksızdır.  Siyaset onlar için yaşam biçimi, hayatta var olma nedenleridir. Tabii ki bunu her siyasetçi için söyleyemeyiz. Burada rantçı grubu ayırmak gerekiyor.  Şehrin siyasi geçmişine baktığınızda aklınıza çok fazla siyasetçi gelmez. Çünkü şehrimizde iyi bir siyasetçi kolay kolay yetişmiyor. Çoğu gelip geçici, görev süresi bittiğinde unutulup gidiyor.”

İtirazı olan var mı, benden yok.

*

Sayın Ali Doğan, sayın Mehmet Sağlam, siyasetin zirvesine çıkmış insanlar. Zirveyi görmüş, bu şehre, bu insanlara yüreklerini de ortaya koyarak hizmet etmişlerdir.

Allah onlardan razı olsun!

Takip eden senelerde kuşkusuz insanların yaşamını kolaylaştırma adına hizmet eden belediye başkanları da gelip geçtiler bu şehirden. Son demde Fatih Erkoç’un da iz ve eser bıraktığını tüm tepkilere rağmen yazmak boynumun borcu.

Herkesin fikrine, eleştirisine saygı duyarım da, yapılanları, eserleri de inkar etmek bize yakışmaz.

Ancak… Fırat Görgel’in oluşturduğu ahlak, kültür, aidiyet üzerinden zaman geçse de canlılığını koruyor.  Kim geçmişlerine baksa olumlu bir şekilde yâd edebiliyor.  Siyaseti herkes yapıyor ama gönüle dokunmasını bilmiyor. Birçoğu hak etmediği görevi işgal edip fosilleşiyor.

Diğer taraftan birçok AK Partili gözü yaşlı bir şekilde Fırat Görgel siyasetini özlüyor ve Görgel için partide üst düzey bir görev bekliyor. Ben kişisel olarak sevgili Görgel’e bir siyasi darbe yapıldığı kanaatindeyim. Kim yaptı, neden yaptı, bunun izahını verecek olan yine kendisidir de, senelerdir ne karakterinden, ne siyasi ahlakından, ne de gönül dostluğundan taviz vermeden çizgisini bozmayarak sabırla görev almayı bekliyor.

Görev istenmez verilir. Düstur bu. İlke bu. Siyasi etik de bunu gerektiriyor zaten.

*

O günlerde Görgel’in yerine önce Ali Köfte sonra ise genç siyasetçi Mücahit Kara atanmıştı. Dünün AK Parti il başkanı, bugünün milletvekili Ahmet Özdemir’in yönetimindeki dostumuz sevgili Mücahit Kara’nın teşkilata yeni bir heyecan yeni bir soluk getirmesi partililerde büyük bir beklenti yaratmış iken, ki herkes de bilir Milletvekili sayın Av. Ahmet Özdemir’e yakın bir isim olur kendileri, bu güne kadar çalışmalarını başarılı bir şekilde yürüttüğünü söyleyebiliriz.

Sadakat, vefa onu hak ettiği yere taşıdı netice itibariyle…

Peki, aynı şeyi Fırat Görgel için düşünebilir, söyleyebilir, yazabilir miyiz, hayır!

O güzel insanı resmen harcadılar bana göre!

Derim ya, siyaset adam harcama, adam alıp satma sanatıdır.

Meslek değil…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol