Gençliğini onurlu düşlerle geçiren, harama yan gözle bile bakmayan yaşlı insanların yalnızlıkları da kendilerine hastır.

Gözleriyle konuşurlar bir bakışta tanırlar kötü insanları.

Onlar bilek güreşinde yenilseler de yürek güreşinde yenilmemiştir, Her biri sadece çeşmelerden su içerken eğilmiştir gençliklerinde, kimseye eğilmemiştir.

Onlarla sohbet ettiğim zaman, güzel insanların bol olduğu yılları hatırlarım.

"Nasılsınız?" diye sorsam hepsi de "iyiyim" der ama nasıl iyi olsunlar ki!

Göç etmeye hazır son kuşların zarafetini görürüm onlarda.

Soyu tükenmekte olan sevginin ve saygının onlarda bıraktığı izler derindir ama gözleri arkadadır.

Onları sadece çocuklar güldürse de şimdiki çocukların insafsız bir zamana doğduğunu bilir ve kahrolurlar.

Sistemin içinde çocukların nasıl harcandıklarını görüyorlar çünkü.

*

Hayatın arka sayfalarında yazılı duran isyanları vardır da eski defterleri pek karıştırmazlar.

İçlerinde işkence görenler vardır, "güzel günler göreceğiz çocuklar" sözünü tutamadıkları için kendilerine küskün kalanlar vardır.

Bu ülkede onlara her zaman üvey evlat gibi bakılmıştır.

Onlar şarkılarını şiirlerini terk etmemişlerdir ama denizlerdeki maviliklere sürecekleri motorları yakılmıştır.

*

Geceleri yankılanan arkadaş ıslıklarını duyarlar bazen. Doğan güne beyaz güvercinler uçurup duvarları istedikleri renge boyarlar.

Gazete okumayı bırakmışlardır ya kitap okurlar ya ilaç reçeteleri. Zengin sofralarında gözleri yoktur, gerektiğinde kuru ekmekle doyarlar.

Onlar gerçek sanatı kusur sayanları adamdan saymazlar.

Elle yazılmış mektupları severler, sevdikleriyle el ele tutuşmayı. Giysileri eski modadır, evleri genellikle iki oda bir mutfak üstelik kira.

Yasalara ve insanlara inançlarını yitirmiş, kimseden beklentileri de kalmamıştır artık.

*

Onlar kan kusar ama kimsenin anasını ağlatmazlar.

Görürseniz onlara sorun; "Suça bulaşmamak için suçlayanların saflarında dizilmekle, suçunu ispat edemediği için kurşuna dizilmek arasında nasıl bir yer ayırırdınız kendinize?"

Gözlerini bile bağlatmazlar!

Onların yerine ben ah ederim. 1980 yılı darbecilerine ve uşaklarına!

Ah Hakkı Yalçın ah, sen çok yaşa e mi?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol