banner1451
banner1461

Bazıları geçen ve iddialı çıktıkları maçta, sahadan boynu bükük ayrıldılar. Boylarının ölçüsünü aldılar desek yeridir.

Tamam da, teknik direktör seni tutmuyor, kulüp başkanı yüz vermiyor, taraftar desen seni agresif buluyor, dalaşmadığın, kırmadığın kimse kalmadı. Hakemlerin de sana gıcığı olduğunu biliyorsun, buna rağmen maçın rövanşını almaktan yana kendini hazır hissediyorsun. Ben bu takımda, ilk 11’de oynarım diyorsun da, zor be güzelim!

Kendi kendini kandırıyorsun, farkında değilsin!

Tamam, ayaklarına hakimsin Allah var! Dilin desen maşallah pabuç kadar, ağzın da iyi laf yapıyor. Tribüne oynamayı da seviyorsun anladık!

İyi güzel de sevgili kardeşim, bunlar galip gelmene yetecek mi? Bir kere, deplasmandasın ve maça 1-0 yenik başlamışsın. Bak, ümidini kırmak, heyecanını sıfırın altına indirmek gibi niyetim olsaydı, bu kramponları giydirmezdim ayağına!

Ayak numaran bile faul…

*

Tabi ki iddialı olmak, kendine güvenmek iyi bir şey. Zaten rövanş için çıktığın maçta özgüvenin yoksa top cambazı da olsan, ağzınla kuş tutsan da maçtan galip ayrılman mümkün değil.

Ama sana bir sır vereyim mi, bütün mesele taraftarın gözüne, gözüne girmede. Aslında daha önemlisi kulüp başkanının gönlüne girmektir esas olan.

Kulüp başkanı peki derse, bu iş olur!

Teknik direktörün de rızası olacak, azdan çoktan!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol