Bir maçı, herhangi bir müsabakayı, bir yarışmayı, bir seçimi kazanmanın kendi ölçeğinde kriterleri vardır. Siyasetçiler bunu iyi bilirler de, biz yine de vatandaşlık ve insanlık görevimiz gereği, bir kez daha hatırlatalım istedik.

Seçim, bakkaldan hıyar, domates almakla değil, vatandaşın gönlünü almakla kazanılır. Harama, günaha bakmakla değil, vatandaşın gözünün içine bakmakla kazanılır. Salak salak gezerek değil, başkalarının parasını harcayarak değil, işi savsaklayarak, ‘nasıl olsa garanti kazanacağım’ diyerek hayal aleminde gezmekle değil, yemekle de değil, emekle kazanılır.

*

Yeni pantolon, yeni ceket, yeni gömlek, yeni ayakkabı almakla da kazanılmıyor seçimler. Laf salatalığı ile değil, dedikodu üretmekle değil… Artık geçti o eski devirler, proje üretmekle, ateşi de, suyu da bilmekle, hainlere göğüs germekle, açım diyene gönlünü vermekle, geleceğin dilini çözmekle kazanılıyor seçimler.

Pısırık, uyuşuk, mız mız, mıy mıy, miskin, serseri ruhlu, insanlara, yakınlarına değil, sadece cebindeki paraya güvenen aday adayları ile değil. Çapkınım hovardayım, her gece bir bardayım diyenlerle hiç değil, kendisiyle, aşıyla, işiyle ve eşiyle barışık, cesaretin bütün unsurlarını ortaya koymakla, başkalarının, dostlarının başına çorap örmekle değil, pamuk ipliğinden kazak örmekle kazanılır seçim. Sen dağdaki çoban ateşinin anlamını bilir misin dostum, yol türküleri söyleyerek de kazanılır seçimler.

*

Havanda su dövmekle, bulutların üzerinde gezmekle kazanılmaz da, yaşadığın, havasını soluyup ekmeğini yediğin memleketin kokusunu, dokusunu, coğrafyasını, kültürünü bilmekle kazanılır seçimler. İt kopukla gezmekle, sokaklarda nara atmakla değil, meydanlarda gümbür gümbür halka seslenmekle, gözlerinden uyku akarken, her sabah yeni bir güne başlamakla, çocukların başını okşamak, kadınlara selam vermek, engelli vatandaşların sırtını sıvazlamak ve yetimlerin, öksüzlerin gönlünde yer edinmekle kazanılır seçimler.

Şimdi seçim arefesindeyiz. 24 Haziran’a iki aydan az bir zaman kala, küçük düşler görmekle değil, basit düşünmekle değil, ‘az olsun, benim olsun!’ hesabı gütmekle değil, beyinsizliklere demir atmakla da değil, geminin dümenini fırtınalara kırmakla kazanılır seçimler. Sevilip sayılmakla kazanılır seçim.

*

Altın günü düzenlemekle, eğlence partileri vermekle değil, partiye gönül vermekle, davaya ciddiyetle sarılmakla, dostlarına ihanet etmemekle kazanılır seçim. Oyunda oynaşta değil, tırnaklarınla taşı kazımakla kazanılır seçimler.

Yüreğini avucuna koymakla… Yaptıklarına ve yapacaklarına ayna olmakla, insanlara kol kanat germekle, sarmaşık olmakla ve o senin dalgaya aldığın seçim, sevgili Hakkı Yalçın’ın dediği gibi, o yok saydığın halkla kazanılır.

                                                                                                                                    

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol