Bir ondan, bir bundan…

07 Eylül 2021, 08:29

340 kez okundu.

Pazar günü, Osmaniye… Kahramanmaraşspor – Serik Belediyespor maçındayım. Kendi sahalarımız çürük olduğu için, maçı dışarıda oynamak zorunda kaldık. Ve rakibe 3-1 yenildik.

Hani Mahçiçek stadında oynanacaktı maçlar. Hani Futbol Federasyonu bakım-tamir için ekip ve para gönderecekti, ne oldu?

Bütün bu olumsuzlukların, rezaletlerin sorumlusu kim? Gençlik ve Spor İl Müdürü Cemil Boz mu, siyasiler mi, büyükşehir belediyesi mi, yoksa Fatih Ceyhan mı?

Gelen yazıları sümenaltı et, siyasileri, bürokratları ve spor camiasını birbirine düşür, bir bilinmeze sürükle, cendereye sok, sonra da oturup müdürlük yap!

Güçlendirilmiş protokol tribününe çürük raporu veren öğretim görevlisinin beynini sorgulamak lazım!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç… Maçı izleyenler arasındaydı. Teşkilat arkadaşları ile geldi, takıma destek verdi, protokolde maçı izlerken, öfkelenen, kulüp başkanı Fatih Ceyhan’ın ayağa kalkıp Cemil Boz’a bu rezaletlerin, bu dışarılara mecbur ve mahkûm olmanın sorumlusu sıfatıyla hakaret ederken haklı mıydı, haklıydı. Ama yeri değildi. Boz gıkını bile çıkartamadı. Ama üstelik de misafiriz orada, seyirci önünde önünde bu hareket, bu öfke seli doğru muydu, hayır! Ancak, ben olsam bir dakika bile durmaz, çeker giderdim. Boz o sözleri yedi, yuttu… Bereket versin Öztunç sakinleştirdi, teskin etti de…

Cemil Boz… Tepki toplayacağını bile bile hangi akla hizmetle maçı izlemeye geldi, akıldaneleri akıl mı vermedi, ya da verecek akılları mı tükenmişti bilinmez, bu rezaletlerin, bu kahreden yaşananların sorumlusu olarak taraftarın beynine kazındı.

İhale teklif mektubu üzerine dökülen (nasıl ve neden olduysa) çay-kahve muamması unutulmamışken, Hatay’a tayini çıkan bir memurunu geri getirmek için Ankara’ya devletin makam aracıyla gittin mi, gitmedin mi?

Bu saatten sonra, ağababalarına telefon açıp, “Ben bu işi beceremiyorum, yüzüme gözüme bulaştırdım, beni buradan alın!” demesi gerekirdi.

Bugün Kayseri’de olan il müdürü Ali İhsan Kabakçı. Seni ne kadar arıyoruz sevgili müdürüm. O kadar başarılarını, spor camiasına verdiğin katkıları, iz ve eserleri görmezden gelip, yerine çömez birini gönderenlere söylenecek ne varsa, senin yerine ben söylerim, merak etme.

Ağzım laf yapar evelallah…

Turgut Sezal. Genç bir işadamı, siyasetçi. İdealist, enerji dolu, donanımlı, heyecanlı, kırmızı çizgileri olan ve kentin dinamikleri arasında gösterilecek kadar yetenekli birisi. Hayatında ilk kez bir siyasi partide görev almıştı. Deva Partisi…

Ama bıraktı, ayrıldı. Kırgın olduğu sitem dolu cümlelerine yansımıştı. Ama öfkesini bastıracak kadar da mert insan sevgili Turgut Sezal. Siyaset ve iş ahlakı sahibi.

Belli ki bazı sorunlar yaşamış. Bırakırken, ayrılırken kahır ve sitem yüklü cümleleri, tedavi görmez bir yaraya dönüşmüş.

Eski dershaneler, şimdiki eğitim kurumları…

Ne değişti? Lanet olası Fetö kurumlarının köküne kibrit suyu dökülsün de, bakıyorum, eğitim kurumu dediğimiz kurumlar billboardlarda şampiyon. Boy boy reklamları… Herkes kendini birinci ilan ediyor, velilere, öğrencilere mesaj veriyorlar akılları sıra. ‘Bize gelin, biz büyüğüz, biz iyiyiz, bizim eğitim kalitemiz dörtdörtlük!’ der gibi.

Zaten pandemide yara almayan, mağdur olmayan esnaf ve kurum kalmamıştı, eğitim de bunların başını çekenlerdendi, eğitim kurumlar ne velilerle görüşebildiler, ne öğrenci kabul edebildiler, birbirlerinden uzak yaşadılar. Eğitim kurumlarını da anlıyoruz, o kadar yatırım yaptılar, zarardalar.

Benim takıntım, son günlerdeki billboard şampiyonlarına!

Kardeşim şehirde eğitim yerlerde sürünüyor, eğitim kurumlarına bakıyorsun, maşallah hepsi de birinci. Önden mi, arkadan mı bilinmez, yok şehrin birincisi bizden, yok Türkiye’nin bilmem kaçıncısı bizim eğitim kurumundan.

Yok ya, ananız güzel mi o kadar!

Öğrencilerin, velilerin duyguları ile oynamayın, onları da salak yerine koymayın ve soyulacak kaz sanmayın!

Pazartesi günü, KENT KULİSİ canlı yayın konuğumuz, bu kentin dinamiklerini harekete geçirecek etkin isimlerden biri olan sayın Serdar Erdoğanyılmaz…

Yer kalmadı, onu da yarın yazarız.