İddia dediysem, şans oyunlarından söz edecek değilim. Meselem ve anlatmak istediğim başka… Sonra…

Aşağıda okuyacağınız fıkra bir gazeteden alınma. Çalıntı değil, alıntı… Biz de yok öyle ben yazdım, ben ettim, ben tuttum… Kaynak şart. Haberlerde bile kimden ve nereden aldıysam, altına ismini, kaynağını koyarım. Emeğe ve insanlara saygımızdan. Mesleğe olan saygı tabi sözünü ettiğim… Çünkü emek veren, zaman harcayan insanların haberlerine balıklama dalıp, kendi haberinmiş gibi, gidip özel bir çalışma, efor göstermişsin gibi insanoğluna sunmak, hırsızlıktır.

Hırsızlık illa para, mal mülk çalmak değil. Emek hırsızlığı en kötüsü. Madem bu işi yapıyoruz, meslektaşlarımıza, bir birimize saygımızın olması lazım. Sonra okuru kandırmak kimin haddine!

Dedikten sonra, geldik fıkraya…

*

Bizim Ökkeş efendi, bir daireye memur olmuş. Dairenin ismini vermiyorum, neticede hatırı sayılır bir devlet kurumu. Orada çalışanları rencide etmek istemem. Neticede bir fıkra da olsa, boş ver!

Bizim Ökkeş dairede memurluğunun ikinci yılında iki daire, bir yazlık, son model bir otomobil alınca, çevresindekiler, konu komşu, mesai arkadaşları şüphelenmişler. Kısa sürede bu kadar servet, neyin nesi? Bu işte bir çapanoğlu var!

Tabi kokusu, dedikodusu yukarılara kadar gitmiş. Eh, bizim insanlarımız ispiyonu sever ya, Bakanlık harekete geçmiş, soruşturma için resmi daireye 3 müfettiş göndermişler.

*

Müfettişler, bizim Ökkeşi sorguya almışlar; “Söyle bakalım, bir memur maaşı ile bunları nasıl aldın? Rüşvet mi yedin, yediysen itiraf et!”

Gülmüş bizim Ökkeş efendi, “O nasıl söz müfettiş bey, ben hiç rüşvet yemedim, yemem de. Bir huyum var, herkesle bahse girerim, hep kazanan ben olurum. İsterseniz sizinle de maaşına iddiaya girebilirim. Mesela ben sağ gözsümü ısırırım, var mısınız iddiasına?”

Müfettişler, bir insanın kendi gözünü ısırmasının mümkün olamayacağına inandıklarından, ‘ısıramazsın!’ deyince Ökkeş sağ gözünü çıkartıp ısırmış. Arkasından müfettişlere dönerek, “Üzülmeyin, size bir şans daha vereceğim. Ben sol gözümü de ısırırım” deyince müfettişler, ‘Ulan bu herifin iki gözü de takma değil ya, ısıramaz!’ diye düşünmüşler ve iddiasına girip, ‘Varız!’ demişler.

Ökkeş bu kez takma dişlerini çıkartıp ikinci sol gözünü de ısırmış.

*

Ökkeş, üzülen müfettişlere, “Size bir şans daha… Kazanırsanız tüm kayıplarınızı kurtarırsınız. İddia ediyorum, üçünüzden birinin kalçasında mutlaka koca bir ben var!” diyerek bir başka iddiayı ortaya koyar.

Müfettişler iddia sahibi Ökkeş’in saçmaladığını düşünürler ama kaybettiklerini geri almak için pantolon ve donlarını çıkartıp, “Bak, bak hiçbirimizin kalçasında ben yok. İddiayı kaybettin” derler sevinçle.

Keyiflenen Ökkeş onlara, “Tamam” demiş. “Size karşı kaybettim ama gerçekte daha çok kazandım. Siz gelmeden önce bu dairede çalışan 60 memurla, ‘Ankara’dan gelen müfettişler karşımda şaşkına dönüp donlarını bile çıkartacaklar’ diye bir yıllık maaşlarına bahse girmiştim”

*

Özetle, Ökkeş efendinin bu kadar serveti nereden ve nasıl edindiği de belli olur.

 Ve siz, siz olun, rastladığınızda sakın iddiaya gireyim demeyin!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol