banner1482

Bu satırlarda, bu sütunda birkaç gün siyaset yok. Sizler de bıktınız, usandınız biliyorum. Artık seçim de bitti. Evli evine, köylü köyüne döndü.

Siz de biraz kafanızı dinleyin, yorgunluk atın.

 

Neydi o seçim öncesi duyduklarımız, yaşadıklarımız, okuduklarımız.

Maşallah, gizli kamera görüntülerden, ses kayıtlarından, tape’lerden geçilmiyordu. Her gün yenisi çıkıyordu piyasaya. Montaj diyenler, şantaj diyenler, dublaj diyenler birbirine karışıyorken, muhalefet başka telden çalıyor,  iktidardakiler de Pensilvanya üzerinden muhalefete yükleniyordu.

Her gün bir kavga, her gün bir sataşma, her gün bir hakaret, incitici sözler. Duymadığımız kelime kalmıyordu.

İhanet, alçaklık, namussuzluk, seviyesizlik, düzenbazlık…

Bunları dinlemekten de bıkmıştık, usanmıştık. Çünkü siyasette düzey, seviye kalmamıştı. Herkes belden aşağı vurmayı siyaset zanneder hale gelmişti.

 

Rüşvet görüntüleri… Para verme işi, sıfırlama yani… Bir gazetecide bu kadar paranın işi ne? Nerden aldı, nereye, kime veriyor?

Basına ve kamuoyuna sızan tape’nin resmi bende. Resimde, masada iki kişi ki biri bendeniz, diğeri de Yusuf isminde bir vatandaş. Ben yakından tanısam da, kendisi çok tanınan biri değil. En azından merkezde…

Ve masanın üzerinde paralar var. Euro ve Dolar değil, resmen Türk lirası…

Yusuf isimli vatandaş benden parayı alıyor, çayını içerken de mutlu. Asistanım Büşra da marifetmiş gibi resmimizi çekiyor.

Masanın üzerindeki para trafiği belgeleniyor. Kaçacak yerimiz yok, gidecek tarafımız yok, resmen masanın üzerinde para var. Bir gazeteci bu kadar parayı nereden alır, nasıl bulur? Bunun sorgulanması lazım! Paranın miktarı mı, onu bir ben biliyorum, bir Yusuf, bir de asistanım Büşra…

 

Nasıl olduysa olmuş, bu resim birilerinin eline geçmiş. Oysa bu resim sadece benim bilgisayarımda var! Tabi ve haklı olarak asistanımdan kuşkulanıyorum! Çünkü resmi çeken o. Parayı verirken acaba Yusuf cep telefonu ile o anı görüntüledi mi yoksa çaktırmadın, belli etmeden!

Olabilir mi?

 

Resim tamam da, kulağıma gelen bilgilere ve edindiğim istihbarata bakılırsa, kendi büromda yaşanan para trafiğinde ses kayıtları da varmış.

Burada ya Yusuf’tan, ya da Büşra’dan kuşku duysam yeri.

Çünkü odada bizden başka kimse yok. Her ikisi de yapabilir mi, aklım karışık, emin değilim, ne diyeceğimi de bilemiyorum. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık!

Yusuf’a güvenirim, böyle bir hata işlemez. Büşra dersen, 5 senedir yanımda, yamuk yapar, beni satar mı, yine emin değilim.

Yok, yok! Eminim! Ekmek yediği tekneye leke süreceğini sanmıyorum!

 

Geçenlerde…

Büşra telaşla yanıma geldi ve bir uyarıda bulundu; “Patron dikkat et, senin de tape’lerin medyaya düştü. Bütün millet seni konuşuyor, haberin olsun, tehennili ol!

Abdestimizden kuşku duymadık ki namazımızdan şüphemiz olsun!

Ama korkuyorum!

Ya ulusal basına sızarsa görüntüler, ses kayıtları (tape) ne yapar, ne eder, nereye gider, nereye kaçarım! Bu yaştan sonra hele!

Okyanus ötesi bu işe müdahale eder mi, Amerika ve Rusya istihbarat örgütleri meseleyi uluslararası platforma taşırlar mı, MOSSAD bu işe burnunu sokar mı?

Şimdi beni bir korku aldı.

Allah vere de eşimin haberi olmasa, duymasa!

Halim duman yoksa!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol