Biri bana, yaşlanma, fiziki olarak zayıflama, bedensel rahatsızlık, gençliğimi yitirme ve cildin verdiği tepki anlamında ‘pörsümüşsün’ dese, bir tarafımla güler geçerim.

Biraza mantıklı düşününce, belki de ona hak verebilirim.

Yaş 70’i geçti ise…

Yaş 70, iş bitmiş ise…

Fizik olarak gençlikten eser kalmadıysa…

Cildimiz tepki gösterme anlamında kırışmış, botoks yapılacak hale geldiyse…

Kim derse desin, dedim ya, ciddiye almaz, ‘adam doğru söylüyor, haklı’ da diyebilirim, üzerinde durmam, önemsemem,.

*

Ancaaaakkkk.

Söyleyenin suratına bakarım, yüz ifadesine. Bir de bunu nerede, ne zaman ve kimlerin yanında söylediğine bağlı tepkim.

İçimizde patavatsız adam çok. Düşünmeden, lafın nereye gideceğini bilmeden, yanlış anlamalara meydan verecek şekilde, sırf bir şeyler söylemek, konuşmak adına patavatsızlık sergiliyorsa, muhatabım kim olursa olsun, suratına öyle bir çakarım ki o lafı, sittin sene unutmaz .

Ama bu şehirde nedense patavatsızlık prim yapıyor. Veya yaptığını zannediyor bu patavatsızlığı yapanlar.

Kim mi bunlar, değerli meslektaşım sayın Neşe Yıldızhan sıralamış işte…

Belediye başkanları, siyasetçiler, falan fıstık…

*

Pardon, tanışıyor muyuz?

Siz siz olun, kimseye, hele hele bana, hele hele bir bayana, mesleği, kariyeri, yaşı ne olursa olsun, ‘pörsümüşsün’ demeyin!

Derseniz, sonucuna katlanırsınız. İnsanda biraz ayar olur, biraz denge unsuru olur, biraz ciddiyet olur, biraz ağırbaşlılık olur…

Pörsümek, pörsümüş…

Suratınıza öyle bir çarparlar ki o iğrenç cümleyi, söylediğinize bin pişman ederler adamı.

*

Günde ortalama 15-20 kilometre yol yürüyen ben…

Her gün iki köşe yazısı yazan ben…

Asansöre dahi binmekten imtina eden, yürüyen ben…

Botoks yaptırmayı düşünmeyen ben…

‘incitme gönül’ şiirini kendine ilke edinmiş ben…

*

Şimdi söyleyin bakalım, ben pörsümüş bir gazeteci miyim?

Pörsümüş diyeni Allah çarpar, ağzı-gözü bir tarafa kayar!

Demedi demeyin!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol