O da nereden çıktı, dediğinizi duyar gibiyim. Nereden çıktığını bilemem ama bir belediye başkanı, aleyhinde haber yaptığı ve yazı yazdığı iddiası ile gazetecileri tehdit edip “Adalet gereğini yapmazsa ben yapacağım. Kimse sokakta rahat dolaşamayacak!” demiş.

Vay, vay!

Valla helal olsun, yürekli adammış, deli fişekmiş, cesur yürekmiş! Bu zamanda böyle belediye başkanı az bulunur vallahi aliyülazim!

Küstahlığa bakın, yüce yargıyı hiçe saymış, kendi adaletini kendi sağlayacak.

Güce bak, güç zehirlenmesine bak, ekabirliğe bak, tavan yapmış egoya bak, şımarıklığa bak, düzeysizliğe, seviyesizliğe bak da gör halini…

*

Batı Karadeniz’de bir il’in ilçe belediye başkanı arkadaş. Bırakın partisini martisini, bırakın tuttuğu takımı. Karakterine bakın, not verin!

Ve bu belediye başkanı gazetecileri tehdit ettiği için verilen 69 günlük hapis  cezasının paraya çevrilmesiyle (o da paraya benzese, topu topu 1.380 tl) para cezasına çevrilmiş.

Ödül gibi, fıkra gibi, şaka gibi ceza. Böyle cezaya can kurban. İyi o zaman, ben de bizdeki belediye başkanlarına hakaret edeyim, kendi adaletimi kendi sağlayayım, versinler 69 gün hapis, onu da paraya çevirsinler, sen sağ ben selamet!

Kahraman olurum be! Nasıl olsa bizde kahraman kıtlığı çekiliyor, takviye yapmış olurum!

*

O belediye başkanı, yaklaşık 2 yıl önce bir yerel televizyon programında, kendisi hakkında haber yapan gazetecilerden iki erkek, bir bayan meslektaşımız için, “Adalet gereğini yapmasa da ben yapacağım. Kimse sokakta rahat dolaşamayacak!” deyince, gazeteci arkadaşlarımızın suç duyurusu sonrası açılan dava sonucu yargılamada başkana tehdit suçundan 69 gün hapis cezası veriliyor.

Adalete teşekkür ediyoruz. Ancak, ceza günlüğü 20 liradan 1.380 liraya çevrilince, ortaya gülünç bir hikâye çıkıyor. O belediye başkanı da, demek ki garibanın önde gideni, demek ki parası yok, cezayı 4 taksitte ödeyecekmiş.

Yahu, böyle bir cezayı bana versinler, tek partide, trink öderim yemin billah!

Öldük mü o kadar!

*

Tabi meslektaşlarımız mahkemenin verdiği kararı komik bulmuşlar, rahmetli Levent Kırca hayatta olsaydı, bundan bir ‘olacak o kadar’ çıkartırdı. Nitekim meslektaşlarımız tazminat davası açmışlar belediye başkanı için.

O fıkra gibi, gazoz parası gibi cezaya ben olsam ben de karşı çıkarım.

*

Gazeteci görevini yapıyor. Kamu adına…

Basın kurallarını, etik kuralları ihlal etmediği sürece, belden aşağı vurmadığı, özel hayata balıklama dalmadığı sürece tabi iki eleştirilecekler. Hele sağlam  bilgiye, belgeye dayanıyorsa bu haberler, yorumlar, görev icabı…

Padişahın püsküllü oğlu değiller nihayetinde!

O başkana sormak lazım, “Şimdi başkansın, seçilmiş adamsın! Makam sahibisin, güçlüsün! Zehirlenmen de bundan zaten. Peki, bir yıl sonra seçimler var, yeniden seçilemezsen, yeniden aday gösterilmez isen, sıradan vatandaş olduğunda, o gazeteci arkadaşlarımızın yüzüne nasıl bakacak, bırak onlar sokakta gezmesinler, acaba sen kendi mahallende gezebilecek, insan içine çıkabilecek misin?”

*

Bereket versin şahsım şehrinde böyle güç zehirlenmesi yaşayan, gazetecilere posta koyan, tepeden bakan, eleştirildiğinde de, “Ne yazarlarsa yazsınlar, umurumda değil!” diyen yerel yönetimler temsilcisi yok.

Diyen de olursa, sokakta gezmesem bile, caddelerde, bulvarlarda gezerim, feriştahı da mani olamaz!

Ne k adarsa o kadar!

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol