Konumuz başkan, başkanlar. Zaten bu memlekette başkandan geçilmiyor. Sağa bak başkan, sola bak başkan, önünde arkanda başkan. Sürüsüne bereket. 

Bizim derdimiz, sorunumuz hani en çok da şu telefona bakmayanlar, çıkmayanlar. "Ben sekreter miyim ki, hemen arandığında telefona çıkayım, bakayım." deyip, kendini ağırdan satmak isteyenler, ukalalar, küstahlar, ne oldum delisi olanlar, budalalar... Çok meşgul, çalışıyor, yerinde durduğu yok, telefona bakacak zamanı bile yok, kendini hizmete adamış Allah adamı(!)

Sanki aradığında hemen bakarlarsa, çıkarlarsa, bir yerleri eksilir.  

Memlekette kendisinden dürüstü yok. Çalmaz, çırpmaz, haram-helali bilir, adaletten şaşmaz, hısım-akrabayı gözetmez, yetim malına göz dikmez, kul hakkı gözetir, insanların rengine, dokusu ve kokusuna, etnik kimliğine bakmaz...

Memlekette varsa böyle bir başkan, getirin alnından öpeyim, ona Oskar ödülü vereyim! Varsa, bulursanız şayet! 

Yoksa başka şekilde öpmesini de biliriz evvel Allah! 

*

Zavallıdır bu türler. Nerden, nasıl geldiğini unutan, sevindik delisi olanlar. Aslında bunlara höykünmek yerine acımak gerek de, acımak için de benim zamanım yok!  

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol