Bir sene önce, seçim çalışmaları sürecinde, sayın Hayrettin Güngör, başkan seçildiğinde, koltuğa oturduğunda kırmızı çizgilerden söz etmiş, bunlardan birinin de şeffaf belediyecilik olduğuna vurgu yapmıştı.

Senelerdir şeffaflık kavramına uzak kaldığımız, hasret kaldığımız, özleme duyduğumuz için, o vakit belki çoğuna inandırıcı gelmese de, kendisini uzun zamandır tanıyan birisi olarak bu meselede kefil olabileceğimi bir sene önce yazdığımı hatırlıyorum.

Ben, yani Mehmet Fiskeci…

Elma da derim, alma da…

Sayın Hayrettin Güngör’e kefilim. Tamam,  ufak tefek hataları olmuyor değil, bizlere karşı cephe oluşturmasını tasvip etmediğimi kaç kez yazdım, yine yazarım. O ayrı…

Ancak ihaleleri, satışları hem belediyenin sayfasında, hem de billboardlarda yayınlaması, şaibelere meydan ve fırsat verilmemesi adına açık açık halka duyurması, şeffaflık kavramı konusunda kendini kanıtladı diyebilirim.

*

Gönül belediyeciliği meselesinde sınıfta kalmış olsa da, (çünkü kırmadık gönül bırakmadı) dedim ya, her yiğidin bir yoğurt yiyişi var. Kimisi çatalla yer yoğurdu, kimisi kaşıkla, kimisi de parmaklayarak…

Neticede o yoğurt yeniliyor bir şekilde.

Herkesin kriterleri, kırmızı çizgileri farklı olsa da, önemli olan karakter. İcraatlar bir şekilde eleştirilir, uyarıcı, yapıcı eleştirilerden bizleri yönetenlerde ders alırlar, çıkartırlar, hatalarını görürler, yanlışta ısrar etmezler.

Biz eleştirenler… Sanki hiç hata yapmıyor muyuz? Bizi de eleştiriyorlar. Kim olursa olsun, herkes (buna bendeniz de dahil) eleştiriye karşı tahammüllü olacak!

Hakem isen, maçı yönetmek için sahaya çıktıysan, bu maçın kaderi senin elinde ise, taraftardan gelen her türlü tezahüratı duymayacaksın, kulaklarına pamuk tıkayacaksın, aldırış etmeyeceksin.

Edersen, maçı yönetemezsin. Federasyon da seni dinlenmeye çeker!

*

Kişi, etiketi, altındaki koltuğun rengi, makamı ne olursa olsun, yaptığı hatanın bedelini öder. İster belediye başkanı ol, ister gazeteci, ister siyasetçi, ister işadamı, ister sıradan vatandaş.

Herkesin, her şeyin bir bedeli var. Hataların da, sevapların da, günahların da…

Günahsız insan kaldı mı şu alemde, yeryüzünde! Ne diyordu Orhan Gencebay şarkısında, ‘Hatasız kul olmaz, hatalarımla sev beni’

Lafı eveleyip gevelemenin ve yazıyı uzatmanın manası yok; Başkan sayın Güngör dürüst bir yerel yönetici. Ve siyasetçi değil, harika bir bürokrat olduğunu da yedi düvel öğrendi zaten.

Bunları geçtim de, tüm ihalelerde, satışlarda ortaya koyduğu dürüstlük, şeffaflık, örnektir. Bu etik davranışı takdire şayan.

Eleştiri meselesine gelince, durmak yok, yola devam!

Bahtı ve yolu açık olsun!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol