Kadınlar, yaradılış itibariyle hassas ve özel canlılaradır, onları bu denli  hassasa ve özel kılan birçok özelliklere sahipler. Erkek egemen toplumda kadınların ekonomik ve sosyal yaşam özgürlükleri kısıtlansa, engellense de, kadınların hayıtımızdaki yeri bambaşka. Yaşadığımız çağın en temel güç ve özgürlük faktörünün de para olduğu gerçeğini işin merkezine koyarak, meseleye baktığımızda, karşımıza çıkan tablo çok büyük bir dram ve bizler için utanç vesikası olsa da, son senelerde kadınlar artık siyasette ve ticarette olduğu kadar sosyal yaşamda da yerlerini alınca, yaşama kalite geldi.

Allah yokluklarını vermesin!

*

Hangisi olursa olsun, yarışmalarda derece alanlara ödüller, madalyalar verilir;  bronz, gümüş ve altın. Bu madalyalar, yarışmacıların övünç nişanesi olarak kalır.

Bronz madalya alanın hedefi gümüş, arkasından da altın madalya almak  olunca, daha çok çalışır, daha çok efor sarf eder, kendini daha çok spora, yarışmaya adar ve neticede hak ettiği altın madalyaya kavuşunca, o madalya çocuklarına, geleceğe bırakacağı en anlamalı, en büyük miras olur. Para, emlak, araba bir yere kadar. Haysiyet, dürüstlük, en büyük onur, madalya.

*

Dün, Kahramanmaraş Kadın Girişimciler Derneğinin 7. genel kurulu vardı. Bir kere, bu derneğe senelerini veren, derneği yoktan var eden, her dönemde gerek bireysel, gerekse kolektif çalışma ile derneği bugünlere getiren, adından söz ettiren ve hiç zaman da şaibeye, dedikoduya mahal vermeksizin taşıyan sayın Kibar Özdemir’i, 1999 Mart seçimlerinden beri tanıyan, haberlerini yapan birisi olarak, bugüne kadar KAGİD’e olan emeklerinden ötürü teşekkür etmek gerekiyor.

Rahmetli Duygu Asena’nın ‘Kadının adı yok!’ denildiği senelerde, O kadının adını hatırlattı, varlığını hissettirdi, kadını en yüce değer olarak yorumlayıp toplumsal yaşamdaki önemini kamuoyunun gözlerinin içine sokarken, ‘kadının adı var!’ dedirtti.

Sayın Özdemir ile birlikte, bu derneğin kısa süreli de olsa başkanlıklarını yürüten Hatice Koç ve Gülayşe Yetmez’in de haklarını inkâr etmemek gerek.

*

İlkbahardayız. Bu mevsimde açan çiçekler, baharın müjdecisidir. Çiçeklerle birlikte doğa canlanır, insan yüreği ferahlar, içimizi huzur kaplarken, her daim  kadınları çiçek olarak yorumlayan ve değerlendiren bizler, haftalaradır KAGİD başkanlığına aday olduğunu söyleyen, hazırlanan, iddialı çıkış yapacağının ifade eden ve başarılı olacağını iddia eden değerli meslektaşım sayın Neşe Yıldızhan’ın baharda açan çiçekten farkı yoktu.

Nezaketi, gönül dili, misafirlere olan ilgisi, kıyafeti soğuk-serin havada insanların içini ısıtan güneş gibiydi adeta.

*

Çok kongrelere, genel kurullara katıldık. Ama dünkü farklıydı. İktidar partisi kongreleri dahil, özel idare altındaki dernekteki genel kurulda samimiyet  vardı, özgüven vardı, itibar vardı, yarınlara umut bakışları vardı.

Salon kadar, dışarısını dolduran onlarca çiçek-çelenk kadar, kadınların çiçek yüreği de salondaydı. Rengârenk, burcu burcu kokan türünden. Başta Büyükşehir Belediye Başkanımız sayın Hayrettin Güngör olmak üzere, siyasilerden, sivil toplum kuruluşlarından, gazeteci dostlardan ve esnaflardan gelen çiçekler, çelenkler, sevgili Neşe Yıldızhan’a olan sevginin, güvenin ve desteğin birer belgesi, vesikası olurken, bizdeki inanç, kendisinin de ifade ettiği üzere, bu bayrak daha yukarıları taşınacaktı. Neticede nöbet değişimiydi bu.

Netice itibariyle her aday, here başkanın birer hedefi vardır ve olmalıdır. Tam isabet… Yani emanet emin ellerdeydi artık!

*

Şimdi… Yıldızhan, mesleğe madalyanın bronzu ile başladı, gazetecilikte gümüş, derken yine basın camiasında, KENT KULİSİ yayını ve takiben KAGİD başkanlığı ile altın madalya sahibi oldu.

Altın çağını yaşıyor şimdi. Eh, madalyalı şehre madalyalı ‘başkan’, madalyalı gazeteci de yakışır doğrusu.

Tebrik ediyorum, başarılar diliyorum sevgili meslektaşım!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol