banner1482

Bir gazetenin ‘günün sözü’ köşesinden arakladım başlığı. Hoşuma gitti ve beni uzun uzun düşündürdü.

Şuna benziyor, “evinde buğdayın varsa, ödünç un veren çok olur” gibi… Belki alakasız oldu ama, yazdım oldu! İdare edin!

Buraya kadar getirdim yazıyı ama, arkasını nasıl getiririm diye düşünürken, bazen yanı başımızda, bazen üst katımızda, bazen karşı avlumuzda gündelik havlama rutini beş-on saati bulan

 köpekler, biz insanları bile zorlayan modern yaşamın boğucu ve dara atmosferinin rutinleri haline geldi.

Üstelik bu havlamaların neden bunca huysuz oldukları merak konusu da değil. Köpeklerin genellikle bir tehlike sezinlediğinde, yabancıyla karşılaştığında, koruma ve saldırı amaçlı havladıkları yaygın bilinen bir gerçek iken, hatta köpeklerin havladıklarında, “ne oluyor, bir şey mi var!” diye kaygı ve merak içinde olmuyor muyuz hepimiz!

Özel bir bakım veya himaye içinde altında olmayan sokak hayvanlarının huzursuzluğu bile insanları tedirgin eder. Ancak kendini hayvansever olarak addeden ve kolaylıkla hayvan sahibi olabilen insanlar için sabahlara kadar inleyen bu mahlûkatlar, nedense bir anlam ifade etmiyorlar.

*

Tabi insan şaşırıyor, çünkü mutsuz olanlar ‘sahiplenmiş’ hayvanlar.  Ancak bu olağandışı durum, tuhaf bir şekilde çoğumuzca, gazete sütununda yazılacak, şekvacı olunacak ya da sorgulanacak birşey gibi görülmüyor.

Köpekler havlıyor ama sahipleri ne mani oluyor, ne önlem alıyor!

Köpekleri de sevmem, köpekleşenleri de…

Bakıyorum, herkes bize hayran, herkes bize sempati ile bakıyor, herkes bizden medet umuyor, herkes bize kuyruk sallıyor!

Dün, evet düne kadar nerdeydiniz ede!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol