Ankara’da bir Vakıf var. Kahramanmaraşlılar Eğitim Vakfı. Eskiden çok faaldi. Özellikle eski MHP milletvekili, işadamı Mesut Dedeoğlu döneminde. Vakfa Başkanlık yaptığında her yıl Shereton Otelin’de, Kurtuluş Gecesi düzenler, hemşehrilerimizi bir ardaya toplar, hasret ve özlemler giderildi. Ne zaman ki bıraktı, Vakfın ha varlığı ha yokluğu. Zaten ne özel gecelere kaldı, ne çağırmalar.

Sadece bildiğim kadarıyla Kuşluk Kahvaltıları düzenliyorlar, o kadar. Ne bir etkinlik, ne bir kent yararına toplantı, ne birliktelik, ne dostluk. Varsa yoksa kuşluk kahvaltısı, oh ne âlâ memleket!

*

Her zaman diyoruz, bizim bırakın sadece Ankara’yı, hiçbir ilde güçlü lobimiz olmadı. Güçlü lobi oluşturmak için güçlü siyaset gerekiyor. Güçlü ve inanılmaz kadar birbirlerine sıkı bağlı belediye başkanları ve işadamları…

Dernekler, vakıflar… Bu işin öncü kuvveti olmaları gerekirken, ne yazık ki günlerini gün etmekten öteye gidemedikleri gibi, Ankara’daki hemşehrilerine sahip çıkmaktan da acizler.

Siyasiler de tabi.

Bir hemşehrimiz, plakası 46 olan birisi meclise gitse, derdini anlatsa, kimse yarasına merhem olmuyor. Üst düzey görevli iken, şehrimizi, memleketimizi başarı ile temsil ederken, bugün bürokrasiyi ele geçiren bir il’in çeyreği kadar edemeyip, lobu de oluşturulamadığı için, bürokraside görev alan hemşehrilerimiz mağdur edilmişler, görevlerinden alınmışlar, açığa çıkmışlar, kimsenin umurunda değil.

Gittiklerinde, başlarını taşlara vurmadan dertlerini açtıklarında, ellerinden bir şey gelmediği yetmiyormuş gibi, bir de akıl veriyorlar.

“ne yapalım, kader kısmet…” diyerek.

Dernekler, vakıflar, merkezdeki siyasiler, Ankara’daki siyasiler, belediye başkanları el ele verip, mağdur edilen, açığa alınan hemşehrilerimize sahip çıkmak zorundalar.

Kusura bakmayın da, bir Trabzon kadar olamıyoruz!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol